|
|
|
|
|
|
Akrep
2,5–5
cm civarında türüne göre siyah, sarı, kahverengi, mavi olabilir. Böceklerle
beslenirler. Genelde taş duvar kovuklarında, toprak deliklerde,
bodrum, çatı, ahşap bina, depo, moloz yığını gibi yerlerde
yuvalanırlar. Yuva ve yiyecek bulmak için binalara yaklaşır veya
girerler. Ev içine girince yatakta, ayakkabı içi gibi her yerde
rastlamak mümkündür. Geceleri aktiftirler. Gündüzleri karanlık ve
serin yerlerde, yuvalarında geçirirler. Bahar ve sonbahar yağmurlarıyla
aşağıdaki yuvalarını su basınca bina içerisine girişleri sıklaşır.
Özellikle bina çevresi bahçe, çatı,
bodrum ve depo gibi yerlerdeki yuvalanma ortamlarının iyi araştırılası
gerekir. Mücadele bu ortamdaki satıhlara özel rezidüel etkili
pestisitler yağışsız havalarda uygulanarak yapılır. Bahar ve
sonbahar ayları mücadeleye uygundur. Ev içi uygulama, koruyucu
maksatla yapılır. Mücadelesi dikkat ister, profesyonel uygulayıcı
gerekir.
|
Hamam Böceği
Haşereler bulundukları
ortamlardan getirdikleri hastalık etkenleri ile ve / veya ağız salgıları
-dışkıları ile taşıdıkları hastalık etkenlerini gıdalarımıza
bulaştırmaktadırlar. Aynı zamanda oluşturdukları topluluklar ile
hijyenin baş düşmanıdırlar. Haşereler bulundukları ortamlara çabuk
adapte olurlar ve çok aşırı üreme yeteneğine sahiptirler. Bu sayede
bulundukları ortamlarda mücadele yapılmaz ise çok aşırı boyutlara
ulaşabilmektedirler.Örneğin hamamböcekleri bir yumurta kesesinde
ortalama 30-35 yavru taşımakta ve bu kese kimyasallara karşı (hatta
radyasyona dahi) çok dirençlidirler . Bundan dolayı hamamböceklerine
karşı yapılan mücadelede yumurtaların açılma süresi göz önüne alarak
ilaçlama periyotları belirlenmelidir. Diğer haşereler içinde aynı
şekilde ilaçlama takvimi belirlenmelidir.
Sayfa Başı |
Kene ve Akar
Kene ve akar Acarina grubu içinde sınıflandırılan 5 bini aşkın
türden oluşur. En ufakları milimetrenin onda biri kadardır. En
irileri ise 3 cm uzunluğa erişir. Acarina içinde genellikle
alttakım düzeyinde sınıflandırılan Ixodida grubu kene, bütün
öbür grup üyeleri akar adıyla tanınır. Ama bu iki terimden bazen
biri diğerinin yerine kullanılmakta, bazen Acarina grubunun sıcakkanlı
hayvanlarda asalak yaşayan türlerine kene, bitkilerle beslenen türlerine
akar adı verilmektedir. Burada akar ve kene ayırımı başta
belirtilen bilimsel sınıflandırma temelinde yapılmıştır.
Keneler
-
Kenelerin uzunluğu 3 cm’ye kadar ulaşmakla birlikte çoğu
1,5cm’den küçüktür.Akarlarda ve bütün eklembacaklılarda görüldüğü
gibi vücutlarını epidermis (üstderi) denen dış hücre katmanının
salgıladığı, temel olarak kitin ve boya maddeleri içeren hücresiz,
sağlam bir vücut örtüsü (kütiküla) sarar.Erişkinlerde dört,
larvalarda 3 çift bacak bulunur.
Sıcakkanlı hayvanların ve insanların kanını emerek beslenen
keneler birçok hastalık etkeninin taşıyıcısıdır. Kenelerle
insana bulaşan başlıca hastalıklar arasında nöbetli humma,Marsilya
humması, Kayalık dağlar lekeli humması, Q humması, virüs kökenli
bazı ensefalit (beyin iltihabı) tipleri ve tularemi sayılabilir.
Deriyi delerek kan emen keneler açtıkları yara bölgesinde
kanama, kızarma ve şişmeye yol açar.Bu belirtilere bölgesel olarak
kaşınma, yanma ve ağrıda eşlik eder. Duyarlı kişilerde baş dönmesi,
çarpıntı, solunum sıklaşması, bulantı ve kusma gibi alerjik
tepkiler oluşabilir. Bazen ateş de yükselir. Kenenin uzaklaştırılmasıyla
bu belirtiler kaybolur.
Kenenin kan emme sırasında tükürük bezlerinden salgılanan
zehirli maddeler ağır sinir sistemi bozukluklarına yol açabilir. Bu
zehirli maddeler sinir uyarılarının çevresel sinirler ve omurilik
boyunca beyne iletilmesini engeller. Asalak kıllı bölgelerde günlerce
saklı kalabildiğinden, olguların çoğunda ortaya çıkan
belirtilerin nedeni uzun süre anlaşılmaz. Hastada ataksi
reflekslerin zayıflaması ya da kaybolması ve kas güçsüzlüğü
görülür. Daha çok çocuklarda rastlanan bu tip belirtiler çocuk
felci olasılığını düşündürebilir. Ama ateş normaldir ve beyin
omurilik sıvısında bir anormallik yoktur. Solunum felce uğramadığı
sürece bu belirtiler bütünüyle iyileşebilir.keneler dikkatle aranıp
bulundukları yerlerden çıkarılmalıdır. Kenenin başı genellikle
deriye gömülmüştür.. Hayvanın parçalanmadan, bütünüyle çekilmesi
gerekir. Bunun için kloroform yada eter kullanılabilir. Hayvanın
deriyi bırakması sağlanamazsa kalan parçaların tek tek çıkarılması
çok daha zor olacaktır. Kenenin çıkarıldığı yer mikrop öldürücülerle
temizlenmelidir.
|
Akarlar
– Akarların uzunluğu genellikle yarım milimetreyi aşmaz. Önemli bir bölümü
bitki zararlısıdır. Ama uyuzböceği başta olmak üzere bazı
akarlar insan derisinde tüneller açarak ilerler.Uyuzun başlıca
belirtisi şiddetli kaşıntıdır. Hayvanın açtığı tipik bir tünel
mercekle bakıldığında deride ince bir çizgi olarak görülür. Kızartı
ve ödem gelişebilir. Uyuz, örneğin el sıkışması gibi bir temasa
bağlı olarak kolayca insandan insana geçer. Kafur ya da fenol içeren
pomatlar kenelerin boğulmasına yol açar ve kaşıntıyı azaltır.Ayrıca
ağızdan alınan antihistaminikler yararlı olabilir. Uyuzböceği
kolayca yeni konaklara geçebildiğinden aynı evde yaşayan insanlar da
tedavi ve korunma kapsamına alınmalıdır. Kene öldürücü ilaçların
vücuda sürülmesi belirli aralıklarla sürdürülerek, bu arada açılan
yumurtalardan çıkan kene yavrularının da ölmesi sağlanır. Çamaşırlar,
yatak ve yatak örtüleri ya kaynatılır ya da kene öldürücü ilaçlarla
temizlenir.
Sayfa Başı |
Sinek
Sivrisinek,
sığır ve ahır sineği, çeçe ve tatarcık gibi sinekler kan emerek beslenir, bu
arada sıtma, sarı humma, filaryoz, deng gibi birçok virüs,
bakteri ve asalak hastalığını bulaştırır. Soktukları bölgede ağrı,
kaşıntı ve şişme oluşur. Tedavi bu yakınmalara yöneliktir.Sivrisinek
sokmalarında ayrıca ürtiker, uyuklama, baş ağrısı ve kusma gibi
belirtiler ortaya çıkabilir. Ama anafilaktik şok ve ölüme ender
rastlanır. Ahır sineklerinin sokması çok ağrı verici olabilir. Isırık
bölgesi yıkanmalı ve bu bölgeye iltihap giderici krem sürülmelidir.
Ender durumlarda ağır alerjik tepkiler görülebilir ve ağızdan
steroit verilmesi gerekebilir. Sinek kovucu bir maddenin deriye sürülmesi
kısa süreli ama etkili korunma yöntemidir.
Sayfa Başı |
Bit
Bitler boz renkli, birkaç milimetre uzunluğunda ve
yengeci andıran biçimde asalak böceklerdir. Doğrudan dokunma vya da
giyecekler aracılığıyla bulaşırlar. Vücut biti tifüs, baş biti
dönüşlü humma ve siper humması gibi hastalıkların yayılmasından
sorumludur. Bitlenme ayrıca, şiddetli kaşıntı, aynı bölgenin çok
sayıda ısırılmasına bağlı olarak geniş şişlik ve kızartılara
neden olur.
Bitlenmiş kişilerin kendileri, giysileri, yatağı, şapkası,
başörtüsü ve tarağıyla temas edilmesi birer bulaşma nedenidir.
Vücut biti 2-4 mm uzunluğundadır.Giysilerin dikiş yerlerinde
ya da uygun kıvrımlarında barınır ve ürer.Deriye yalnızca kan
emmek için gider.Yumurtalarını konağın iç çamaşırlarına bırakır.
Baş biti 1-2 mm uzunluğundadır.Kan emmediği zaman sıkıca saç
diplerine tutunur.Özellikle ense bölgesinde bulunurlar. Zaman zaman
tutundukları yerleri bırakıp deriye inerek kan emer, sirke denen
yumurtalarını saç diplerine sıkıca yapıştırırlar. Yumurtalar
7-8 günde açılarak içlerinden yeni bitler çıkar.
Kasık biti adından da anlaşılacağı gibi kasık bölgesinde ve dış üreme
organlarının çevresinde barınır. Baş bitinden biraz daha küçüktür. Çıplak gözle
bakınca deri döküntüsü sanılabilir. Öbür türlerden farklı olarak hastalık
bulaştırmamakla birlikte şiddetli kaşıntıya, iltihaplanmaya, deride
kabarcıkların belirmesine neden olur.
Bitlenmelerle ilgili bölgelerin ince dişli bir
tarakla sık sık taranması, bit öldürücü krem ve şampuanların
kullanılması gerekir. Ayrıca bitlenen kişinin çamaşırları kaynatılmalı
ve yakın ilişkide bulunduğu kişiler de aynı işlemler uygulanmalıdır.
Sayfa Başı |

Tahta Kurusu
Tahtakuruları,
saklandıkları yerlerden gece çıkarak kanla beslenen, koyu kırmızı
renkte, ortalama 4-5 mm uzunluğunda böceklerdir. Isıdıkları
yerlerde kırmızı, yuvarlak ve sert kaşıntılı lezyonlar oluşur.
Duyarlı kişilerde ürtiker, ödem ve kanamalı kabartılar görülebilir.
Kaşıntıyla oluşan deri örselenmesi ikincil enfeksiyonları hazırlar.
Ender olarak genel alerjik tepkiler ortaya çıkabilir. Emdiği kanın
sindirim artıkları yatak çarşafında koyu lekeler olarak görülebilir.
Konağa yalnızca beslenmek için gelen
asalak, daha sonra korunaklı yerlere çekilir. Emdiği kanı
sindirmesi günlerce sürebilir. Tahtakurusunun insana hiçbir hastalık
bulaştırmadığı sanılmaktadır. Tedavi genellikle belirtilere yöneliktir.
Bu böceklerin üredikleri yapılarda bütünüyle yok edilmesi
gerekmektedir. Ama kullanılan zehirlere karşı dirençli nesiller geliştiğinden
tahtakurusuyla mücadelede de farklı kimyasal maddeler denenmek zorunda
kalınmaktadır.
Sayfa Başı
|

Pire
Geriye
doğru uzayan dikenlerle kaplı, yanlardan iyice basıklaşmış vücutlarıyla dikkat çeken pireler yaklaşık birkaç milimetre uzunluktadır.
Vücut yapıları konaklarının tüy ve kılları arasında dolaşmaya
son derece uygundur. Sıcakkanlı hayvanların kanını emerek beslenir,
konakları arasında yer değiştirirken
son derece tehlikeli hastalıkları da bulaştırabilirler.
İnsan piresi özellikle derinin en ince olduğu ve yoğun kılcal
damar ağı içeren bölgelerine yerleşir. Ağız parçalarının sivri
uzantısı deriyi delerek
konağının dokusuna iyice yapışır. Şişene kadar kanla beslenen
pire daha sonra konağın giysileri arasına ya da yaşadığı çevredeki
uygun yerlere gizlenir.
Pire bazen son derece tehlikeli olabilir.Konaklarına Hymenolepis
diminuta türü tenyaları (şerit) taşıyabilir. Özellikle keme
yada fare piresi denen tür son derece tehlikelidir. Bu pire ve yakın
akrabaları ortaçağda Avrupa nüfusunun yaklaşık dörtte birinin ölümüne
yol açan veba salgınlarının ortaya çıkmasından sorumludur.
Pirelerin kan emerken bulaştırdıkları hastalıklar arasında vebayla
birlikte tifüs ve siper humması sayılabilir. Evcil hayvanlar üstünde
bulunan pire türleri yeğledikleri hayvanlara göre adlandırılır.Ama
insanlarla iç içe yaşayan kedi ve köpeklerde bulunan asalaklar, aşırı
ürediklerinde ya da doğal konaklarını bulamadıklarında insanlara da
üşüşebilir
Pire ısırıkları kabarcıklı ve kaşıntılı,
döküntü biçiminde kızarıklıklara yol açar. Salgınlar genellikle
yaz aylarında ve çocuklar arasında görülür. Pire üşüşen kişilerin
hemen yıkanıp giysilerini uygun biçimde temizlemesi gerekir. Kaşıntı
giderici ilaçlar deri örselenmesini önleyebilir. Genel temizlik
kurallarına uyulmalı, evde beslenen hayvanlar ile bulunulan ortam
derhal pireden arındırılmalıdır.
Pirelerin farklı şekillerde kedi ve köpeklerin sağlıklarını
etkilemesi söz konusudur.
* Kaşıntıya neden olur. Bu son derece rahatsızlık verici bir
durumdur.
* Pire alerjisi (FAD) dediğimiz deri hastalığına sebep olur.
* Kansızlığa neden olabilir, bu durum çok miktarda pire olduğunda söz
konusudur.
* Köpeklerde yaygın olarak görülen bir parazitin ara konakçısıdırlar.
Böylece petler arasında parazitlerin ve bu parazitlerin neden olduğu
çeşitli hastalıkların petler arasında taşınmasına neden olurlar.
Pirenin
12 ay boyunca yaşam döngüsü devam eder. Bir pire topluluğunda birkaç
safha vardır. Ergin pireler topluluğun yüzde %5’ini oluşturur.
Gerisi ise yumurtadır. Erginler yumurtladıkça o yumurtalar hayvanın
vücudunda, yerde halının üzerinde, toprakta olgunlaşıyor.
Daha sonra larvalar ortaya çıkıyor. Bu larvalar da gözle göremediğimiz
deri döküntüsü, protein döküntüleri ile beslenip ergin pireler
oluyorlar. Bu larvaların yaşama süresi, yani yumurtadan ergin pire
olma süreleri ortamın nemlilik oranı, gıda anlamının uygunluğuna
bağlı olarak 2 hafta ile birkaç ay arasıdır.
Diyelim ki, evinizde köpeğiniz var ve piresi yok. Kasım ayında bir
pire geldi. O pire sürekli yumurtlayacak. Binlerce yumurta yere düşecek.
Bu birkaç ay sürecek ki yaşam döngüsü tamamlansın. Pireler için
kış veya yaz fark etmiyor ama şu var, biz pireyi ya başka
hayvanlardan ya pire topluluğundan alıyoruz. Kış aylarında dışarıdan
bu pire topluluğundan alma ihtimalimiz daha azdır.
|
|
|
|
|
|
|